2 Nisan 2012 Pazartesi

Bilmek, Öğrenmek Gerek Bölüm 6

P
Palamar Halatı: Bir tekneyi iskeleye, rıhtıma veya başka bir yere bağlamak için kullanılan halatların genel adı.
Praçol / Paraçol: İki ahşap parçanın birleştikleri noktada, sağlamlaştırmak amacıyla, parçalara dik bir açı yapacak şekilde araya konulan üçgen şeklinde ahşap veya metal parça.
Parakete: Bir teknenin süratini veya belirli bir sürede kat ettiği yolu ölçmek için kullanılan alet.
Parima (Baş İpi): Bir tekneyi iskeleye geçici bağlamak için veya servis botunu suda çekmek için kullanılan kısa halat.
Ponton: Tekne bağlamakta kullanılan yüzer iskele.
Portolon: Büyük ölçekli ve ayrıntıların net olarak belirtildiği deniz haritaları.
Portuç: Alet, boya gibi şeylerin saklanması için kullanılan teknenin başında veya kıçında bulunan dolap.
Posta /Kaburga / Eğri:  Teknenin omurgasından yan kısmına kadar uzanan, teknenin gövdesini ve iskeletini oluşturan tahta parçalar.
Pruva: Teknenin baş tarafının ötesinde ufuk yönündeki alan.
Pupa:  Teknenin arka kısmının yani kıçının gerisinde ufuk yönündeki alan.
Pupa Feneri: Gece seyrinde teknenin kıçında bulunması zorunlu olan seyir feneri.
Pupa Palangası: Bumba üzerindeki bir noktadan direğin dibine uzanan ve bumbayı aşağı doğru bastırarak daha düz bir yelken alanı elde edilmesini sağlayan palanga.
Pupa Seyri: Rüzgarı tam arkadan veya bu yönün bir kaç kerte yanından alarak yapılan seyir.
Pusula Kartı: Pusula ibresinin üzerine oturtulmuş derece veya kerte taksimatı bulunan kart.

R
Radanza /Radansa: Daire veya kalp şeklinde, genelde demir veya alüminyumdan yapılan, etrafına halat sarılarak kasa yapılan parça.
Roda (Kangal) Etmek: Boştaki halatların halka şeklinde sarılarak bulundurulması.
Rüzgaraltı: Teknenin veya başka bir şeyin, rüzgardan uzakta kalan tarafı.
Rüzgarüstü: Rüzgarın geldiği taraf. Rüzgaraltı tarafının tersi.

S
Sahile Düşmek: Teknenin dalga, rüzgar veya akıntı etkisiyle tehlikeli duruma girecek kadar sahile yaklaşması.
Sağanak: Normal rüzgar şiddetinin üzerinde esen kısa süreli rüzgar. Bu rüzgar deniz üzerinde ilerlerken arkasında uzaktan görülebilen bir kırışıklık bırakır.
Salpa: Demir alınırken halatın son bir çekilişi ile çapanın dipten kurtulduğu an.
Sancak: Kıçtan başa doğru bakıldığında teknenin sağ tarafı.
Savlo: Teknede normal halatların kalın geleceği bir çok yerde kullanılan ince halat.
Selviçeler (Hareketli Donanım): Yelkenli teknelerde yelkenleri basıp indirmek veya trim etmek için kullanılan halatların tamamı.
Seren: Bir tekne direğini yatay veya çapraz olarak kesen ve üzerine yelken gerilen büyük tahta veya metal çubuk.
Silyon Feneri: Teknenin baş-kıç orta hattı üzerine konulan ve 225 derelik bir ufuk yayı üzerinde kesiksiz bir beyaz ışık gösteren fener.
Sintine: Tekne tabanının, omurganın iki yanında yer alan neredeyse düz kısmı. Teknenin en alt kısmı olması nedeni ile teknedeki tüm su sintinede birikir.
Sloop (Şalupa): Tek direkli, bir ana ve bir ön yelkeni olan sübye armalı tekne.
Solas: Uluslararası Denizde Can Emniyeti Sözleşmesi. (Safety of Life At Sea)
Solugan: Ölü dalga. Fırtına etkisini kaybettikten sonra veya uzakta devam eden fırtına etkisiyle gelen iri dalgalar.
Sübye Arma: Flok dışında, yelkenlerin ön yakalarının direk veya ıstralyalara, alt yakalarının bumbaya sabitlendiği ve arka yakalarının bu bumba ile sancak veya iskeleye açıldığı arma biçimi. Bazı teknelerde bumbalı flok dahi bulunur.

Ş
Şamandıra: Kanal, sığlık gibi denizcilerin haberdar edilmesi gereken noktaları, yarışta rotaları belirlemek için kullanılan yüzer işaret.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder